Ahlat, Türkiye'nin Cittaslow şehirlerinden biridir.
Ahlat, coğrafi konumu itibariyle tarih boyunca Doğu ve Batı medeniyetleri arasında bir köprü görevi görmüştür. Ahlat, Türklerin Orta Asya'dan Anadolu'ya göçünde çok önemli bir rol oynamıştır.
Asya'dan Anadolu'ya uzanan yollar üzerinde bulunuşu, Doğu Anadolu bölgesi koşullarına uygun sıcak iklimi, verimli toprakları, inşaata elverişli yerel yapı malzemesinin zenginliği ve su kaynakları, tarih boyunca Ahlat'ın önemini ortaya koymuştur.
Ahlat'ın hemen batısında, karayolundan 300 metre uzaklıkta, 13. yüzyıldan kalma çok köşeli bir türbe olan Usta Şağirt Kümbeti (Ulu Kümbeti) bulunmaktadır. Bölgedeki en büyük Selçuklu türbesidir.
Otoyolun ilerisinde, solda bir müze ve arkasında, liken kaplı gri veya kırmızı volkanik tüften yapılma, girift örgü motifleri ve Kufi yazı şeritleri bulunan dikili taş benzeri mezar taşlarıyla engin Selçuk Mezarlığı yer almaktadır.
Yüzyıllar boyunca depremler, rüzgâr ve su, taşları farklı açılarda dizmiş ve Nemrut Dağı'nın arka planında çarpıcı bir manzara oluşturmuştur. Kayaların çoğunda nöbet tutan bir karga bulunur ve kaplumbağalar kalıntılar arasında devriye gezer.
Mezarlığın kuzeydoğu tarafında, tarihi 1477 yılına kadar uzanan olağandışı bir yapı olan Bayındır Kümbeti ve Camii yer almaktadır. Caminin sütunlu bir sundurması ve Mekke istikametini işaret eden mihrabı bulunur.
Diğer yerler arasında, eski müzeden şehir merkezine doğru yaklaşık 2 km uzaklıktaki Çifte Kümbet (İkiz Mezarlar) ve Çifte Kümbet'in güneyinde Kanuni Sultan Süleyman döneminde inşa edilen Ahlat Sahil Kalesi (Ahlat Göl Kenarı Kalesi) bulunmaktadır.