Patara
Patara: Antik Demokrasinin Başladığı Yer
Patara, doğal güzellikleri ve arkeolojik katkılarıyla yüzyıllardır ziyaretçileri büyüleyen antik bir Likya liman kentidir. İlk olarak ünlü tarihçi Herodot tarafından Apollon'un doğum yeri olarak anılan Patara, bir zamanlar erken demokrasinin temellerini atan, zamanında çığır açan bir federasyon olan Likya Birliği'nin başkentliğini de yapmıştır. Ancak şehir, tarihseverler için bir arşivden çok daha fazlasıdır. Ülkenin en nefes kesici plajlarından birine ev sahipliği yapan Patara, 18 kilometrelik altın sarısı kumlarıyla mutlaka görülmesi gereken bir kıyı vahasıdır ve Antalya yakınlarında nesli tükenmekte olan Caretta caretta deniz kaplumbağaları için de bir yaşam alanı sunmaktadır.
Gece Müzeciliği programı kapsamında ise Patara, şimdi artık antik harikalarını gece gökyüzünün altında sergilemeye hazırlanıyor. Kentin görkemli bulvarları ve çarpıcı anıtları batan güneşin yumuşak ışığıyla yıkanırken, ziyaretçileri tarihte unutulmaz bir yolculuğa davet ediyor. Sizi, şehre girdiğinizde geçmişin heybetli ama sessiz tanıkları gibi duran anıtsal Likya mezarları karşılıyor. Mimari açıdan etkileyici Zafer Takı'ndan geçerken, yakındaki Hurmalık Hamamı ve bitişiğindeki üç nefli bazilika kalıntılarını keşfetme davetini asla yanıtsız bırakamazsınız. Bölgenin en dikkat çekici buluntularından biri ise, arkeologların dünyanın en eski yol işareti olarak müjdelediği Likya Birliği şehirleri arasındaki mesafeleri gösteren antik bir Roma mil taşı olan Stadiasmus Patarensis.
Kentin en güney ucundaki Kurşunlu Tepe'ye karşı yaslanmış olan Patara Tiyatrosu, yüzyıllar boyunca katman katman değişen kumların altında kalmış ve ancak titiz kazı çalışmaları sonucunda ortaya çıkarılabilmiştir. İlk olarak M.Ö. 2. yüzyılda inşa edilen bu görkemli yapı, bir zamanlar yaklaşık 10.000 kişiyi ağırlayabilirken bugün ise bölgenin en nefes kesici panoramik manzaralarından bir seçki sunmaktadır.
Patara'nın hayranlık uyandıran mimarisi sadece görsel bir şölen değil; aynı zamanda antik çağın başlangıcında adil ve temsili bir yönetimin oluşumuna da ev sahipliği yapmıştır. Özellikle Bouleuterion (Parlamento Binası), 23 kentten oluşan Likya birliği temsilcilerinin toplanma yeri olarak modern demokrasiye model olacak gelişmiş bir siyasi sisteme ev sahipliği yapmıştır. Aydınlanma Çağı'nın önde gelen düşünürlerinden olan Baron de Montesquieu, ufuk açıcı eseri Kanunların Ruhu Üzerine’de Likya Birliği'nden övgüyle bahsetmiş ve onu “cumhuriyetin en mükemmel örneği” olarak nitelendirmiştir. İnsanlık tarihinin en eski demokratik kurumlarından biri olan bu eski parlamento binasının restorasyonuna, binanın tarihi öneminin bilincinde olan Türkiye Büyük Millet Meclisi de kuruma duyduğu saygıyı göstermek adına kısa bir süre önce sponsor olmuştur.
KAÇIRILMAMASI GEREKENLER: Patara, cömertliği Noel Baba efsanesine ilham veren 4. yüzyıl piskoposu Aziz Nikolaos'un doğum yeridir. Myra antik kenti yakınlarındaki Demre'ye kısa bir yolculuk yapan ziyaretçiler, onun iyilik ve merhamet mirasına adanmış kutsal bir mekân olan Aziz Nikolaos Kilisesi'ni keşfedebilirler.
